Hazırlayan: Yankı Yıldırım
Alman müzik grubu Milky Chance, ikinci albümleri olan “Blossom”ı mart ayında yayınladı. Bilindiği üzere grup, “Stolen Dance” şarkısı ile 2013 yılında hayatımıza girmiş; şarkı birçok ülkede uzun süre zirvede kalmayı başarmıştı.
Bağımlılık yapan tarzlarıyla tanışmamızın ardından grup ilk olarak “Sadnecessary” albümünü 2013 yılının ekim ayında yayınladı. Albümde yer alan şarkıların hepsinin birbirinden iyi olması sebebiyle Clemens Rehbein ve Philipp Dausch ikilisi gittikçe daha fazla tanınır hale geldi. İkili, yaptıkları müzik tarzını alternatif rock, elektronik ve folk olarak tanımlıyor; Bob Marley, Ray Charles, John Frusciante ve Red Hot Chili Peppers’tan ilham aldıklarını söylüyorlardı.
Dört yıllık bir aranın ardından grup on dört şarkıdan oluşan ikinci albümlerini yayınladı. “Blossom” ile Milky Chance ilk albümlerinde yer alan sakin ama bir o kadar da kıpırtılı olan tınıları koruyor. Kulağımıza gelen melodiler kalabalıktan uzak, birkaç müzik aletininin eseri ve grup bu sayede “sade” bir oluşumla bize ne kadar güzel şeylerin yapılabileceğini göstermeye devam ediyor.
Albümde yer alan şarkılardan albüme ismini veren “Blossom” şarkısı ön plana çıkmayı hak eden parçalardan. Bunun haricinde “Firebird”, “Peripeteia” ve “Cocoon”albümün en iyi şarkıları olarak gösterilebilir. Albümde yer alan sürpriz ise İngiliz müzisyen Izzy Bizu’yu karşımıza çıkaran “Bad Things” şarkısı.
Milky Chance kendisine özgü hafif uyuşuk tarzıyla, Rehbein’in “yıkık dökük, parçalanmış” sesiyle, tüm şarkılarda istisnasız yer alan gitar tınılarıyla bizi baharda çiçek açmaya çağırıyor.
