Alan Parsons, Edgar Allan Poe ve “Amontillado Fıçısı”

Hazırlayan: Gökay Sarı

Amontillado”, ‘Amontiiyado’ şeklinde okunan koyu renkli ve alkol oranı oldukça yüksek bir ‘İspanyol Şarabı’dır. “Sherry” sınıfına dahil olan şarabın kökeni İspanya’nın güneybatı kesiminde bulunan “Jerez de la Frontera” kentine dayanmaktadır. İspanyolca olan adını da bu kentten, “Jerez”den almaktadır. Dünyanın pek çok yerinde de üretilse de, lezzet olarak Frontera’da üretilen ürünlerin yanına pek yaklaşamamaktadır. Oldukça değerli bir içki olan “Sherry”, tadını ve şöhretini Jerez’in üzümlerinden ve fermantasyonunda kullanılan özel mayalandırma tekniklerinden alır.

Sherry’nin üretiminde, diğer şaraplardan farklı olarak iki farklı temel teknik uygulanır. Bunlardan ilki, mayalandırılmış olan şarabın kısa bir süre havalandırılarak bekletilmesiyle ürünün içerisinde bir küf oluşturmaktır. “Flor” denilen bu teknikle Sherry tamamen kendine özgü bir tat yakalar. Sherry’nin üretiminde kullanılan bir diğer teknik ise “Solera” olarak anılır. Solera tekniğinin mekaniği şu şekilde işler; sayıları üç ile sekiz arasında değişen, üst üste yerleştirilmiş fıçıların her birbirine, birbirini takip eden farklı yılların ürünü doldurulur, en yukarıdaki fıçıda en yeni, en alttaki fıçıda ise en yıllanmış olan ürün bulunur. Her sene, en alttaki fıçıda yer alan ürün alınıp, bir üstteki fıçıda bulunan ürün alttaki boşalmış olan fıçıya aktarılır, bütün fıçılardaki ürünlerin bir aşağıya indirilmesi ve akabinde en üste tekrar o yılın en yeni ürününün konulmasıyla devam eder. Kaba tabirle Sherry’nin lezzetinin “babadan oğula” geçmesini sağlayan “Solera” tekniği, ürünün özgün tadında önemli bir rol oynar. Bir şişe Sherry’nin üzerinde yazan tarih, o ürün için “Solera” işleminin başlatıldığı tarihe delalet eder. Mayalanmış olan Sherry’nin daha sonra yüksek dereceli bir alkol olan “Brandy” ile karıştırılarak, alkol oranı yüzde 16 ve 18 arasında ayarlanır.

Sherry’lerin arasında popüler olanlar ve tüketimde tercih edilenler genellikle aperatif olarak içilen ve hafiften serte, koyu renkten açığa doğru şu şekilde sıralanan Manzanilla, Fino, Amontillado ve Vino de Patso’dur. Bu dört Sherry’nin arasında en ünlü olan ürün ise Amontillado’dur, şöhretinin büyük bir bölümünü de “Edgar Allan Poe”nun yazmış olduğu ve ilk defa “Godey’s Lady’s Book” isimli derginin “Kasım 1846” sayısında yayınlanan “The Cask of Amontillado, (Amontillado Fıçısı)” isimli kısa öyküye borçludur.

Pek çokları gibi, asıl değeri yine ölümünün ardından anlaşılan ve “Amerikan Edebiyatı”nın ilk dahisi olarak kabul edilen Poe’nun bu kısa öyküsü, yine kendine özgü “Gothic” ve karanlık tarzının izlerini yoğun bir şekilde barındırıyor.

Beni binlerce kez inciten davranışlarda bulundu Fortunato, dayanabildiğim kadar dayandım tüm bunlara ama işi hakarete vardırdığında, intikam almaya yemin ettim.” Cümlesi ile başlayan öyküde ‘anlatıcı’, okuyucu ile direkt diyaloga geçmektedir. Anlatıcı, sıklıkla okuyucuya arkadaşça, “Ruhumun doğasını iyi bilen sizlerin de anlayabileceği üzere…” şeklinde seslenir. Anlatıcının ilk dakikadan okuyucuyu yanına çekmeye çalışmasının sebebi de öykünün devamında anlaşılmaktadır. Zira anlatıcı, Fortunato’yu açık bir şekilde tehdit etmez ve bunu da ilk fırsatta okuyucusuna belirtir. Anlatıcı ve Fortunato arasında bir çatışma olduğunu anlamak güç değil, öykünün “Antagonist”i olan Bay Fortunato’nun isminden yola çıkarak olayların bir İtalyan kentinde geçtiği rivayet edilmektedir. Fortunato’nun birçok meziyeti bulunmaktadır ama içlerinde kendisinin en çok güvendiği şaraplar konusundaki bilgisi, eksperliğidir. Bu durumu iyi bilen anlatıcımız, intikam mekanizmasını bunun üzerine kurmuştur.

“Anlatıcı Montresor, arkadaşı olan soylu Fortunato’dan intikam aldığı gecenin öyküsünü anlatır. Belirsiz bir hakarete kızmış olan Montresor, arkadaşına karnaval sırasında, “Harlequin” elbisesi ve çıngıraklı bir külah ile sokakta dolaşırken rastlar. Sarhoş ve bitkin durumdaki adamı o gece öldürmeye karar verir.

Anlatıcı, elinde değerli ve nadir bulunan bir tür şeri olan Amontillado’dan bir pipe (yaklaşık 130 galon veya 480 litre) olduğunu söyleyerek Fortunato’yu kendisiyle gelmeye ikna eder. Arkadaşının bu konudaki uzman görüşüne başvurmak istemektedir. Beraber anlatıcının “palazzo”suna gidip yer altındaki şarap mahzenine inen yolda Montresor ailesinin yeraltı mezarlıkları (Katakomb) arasında ilerlerler. Yolda Montresor Fortunato’ya bir şişe “DeGrave” şarabı sunar. Yolculuk boyunca Fortunato’ya sürekli geri iyi davranan Montresor, rutubet sebebiyle sürekli öksüren arkadaşına geri dönmeyi önerir, bir yandan da başka bir şarap eksperi arkadaşı olan “Luchesi”ye danışabileceğini söyleyerek Fortunato’yu tahrik etmeye devam eder.

Her şeyin farkında olan okuyucu ise, anlatıcının sinsiliğini ve Fortunato’nun kaçınılmaz sonunu önleme isteğine kapılır ve öykünün sertliği burada ortaya çıkar, bu sertliğe alışması için öykünün ben başından beri Anlatıcı, okuyucu arkadaşça yanına çekmeye çalışmaktadır.-

Fortunato onu, “Öksürük adamı öldürmez” diyerek geri çevirir ve yola devam etmekte ısrar eder. Ayrıca Luchesi’nin yetersiz bir şarap bilgisi olduğunu düşünmektedir. Sonunda bir nişe geldiklerinde Montresor, Amontillado’nun içeride olduğunu söyler. İçeri giren Fortunato, sarhoşluğunun ve arkadaşından kuşku duymamasının da etkisiyle, Montresor’un kendisini duvara zincirlemesine engel olmaz. Anlatıcı nişin girişini duvarla örerek arkadaşını diri diri gömmeye başlar. Montresor’un düşündüğünden daha çabuk ayılan Fortunato, önce zincirlerinden kurtulmaya çalışır. Anlatıcı işine ara verip bir süre zincir seslerini dinler. Ardından kurban yardım için bağırmaya başlar, ancak onu kimsenin duymayacağını bilen Montresor adamla dalga geçer. Bir şakaya maruz kaldığını düşünen Fortunato zayıfça gülmeye başlar ve ardından eşi Lady Fortunato’nun kendisini merak etmeye başlamış olacağını söyler. Katil son tuğla sırasını bitirirken, Fortunato “Tanrı aşkına, Montresor!” diye yalvarır. Montresor son tuğlayı yerine yerleştirmeden önce meşalesini içeri atar. Ardından bir iç sıkıntısı duymaya başlar ve bunu mahzenin rutubetli ortamına yorar.

Öykünün sonunda Montresor bu olayların elli sene önce gerçekleştiğini anlatır. Katil yakalanmamıştır ve Fortunato’nun cesedi hâlâ nişin içinde zincirli olduğu yerde asılıdır. Hâlâ pişman olmayan anlatıcı öyküyü “huzur içinde yatsın” anlamındaki ‘in pace requiescat’ sözleriyle bitirir.”

Çıkış noktasını ve adını bu öyküden alan muazzam bir şarkı mevcut. Daha önceleri The Beatles ve Pink Floyd gibi dünyaca ünlü grupların ses teknisyenliğini yaparak müzik piyasasına tam 12’den giriş yapan Alan Parsons’un, “The Alan Parsons Project” isimli, senfonik öğelerle bezenmiş olan “progresif rock” grubuna ait olan şarkı 1 Mayıs 1976’da “FOX” etiketiyle piyasaya çıkan “Tales of Mystery and Imagination” adlı albümde yer alıyor. Albümde “The Raven (Kuzgun)” gibi başka Poe öykülerinin de şarkıları yer alıyor. Velhasıl, grup şarkısında öyküyü öyle güzel işlemiş ki, tüm o karanlık, gerginlik, “Gothic” unsurlar ve “Protagonist” ile “Antagonist” arasındaki çatışma edebi değerinden hiçbir şey kaybetmediği gibi, müziğin betimleyici ve imgesel gücüyle birleşerek ürkütücü bir şölene dönüşüyor. Bir fıçı “Amontillado”yu hemen bulup içemeyebilirsiniz, ancak The Alan Parsons Project’in şarkısını dinleyebilir, Edgar Alan Poe’nun kurnaz öyküsüne selam verebilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.

(Yararlanılan kaynaklar:  “Amontillado Fıçısı” öyküsünün tırnak işaretleri arasında yer alan özet kısmı, “wikipedi.org” üzerindeki “Amontillado Fıçısı” isimli makaleden direkt olarak alıntılanmıştır.)